TEKİRDAĞ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Toprak ve Su Kaynakları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. bu bakanlığın ismi ama ne yazık ki hayata geçirilmiş çok önemli değişiklikleri göremiyoruz.Bu merkezin temel görev ve hedeflerinden biri de kuraklığa dayanıklı tür ve çeşitlerin temin edilmesidir.Bitki tür ve çeşitlerini,hayvanları mutlaka geliştirmek zorundayız. koyun ve sığır tür ve çeşitleri” dedi.
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Toprak ve Su Kaynakları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Orta, “İklim koşullarında bu oranda bir iyileşme olmazsa ekim ayına kadar tekrar ekim ve dikim alanlarında azalma ile karşı karşıya kalabiliriz. Üreticiler fazla bir şey yapmayabilir, 2019’da girdi fiyatlarının artmasından dolayı çok istekli olmayabilirler. üretim noktaları, iklim koşullarındaki olumsuz gelişmeler ne yapacağız?” “Yapmamız gereken bir an önce Ulusal Kuraklık Merkezini kurmak. Biz bu bakanlığın adını değiştirdik ama maalesef hayata geçirilmiş çok değerli değişiklikleri göremiyoruz. Bu merkezin ana misyon ve amaçlarından biri de kuraklığa dayanıklı tür ve çeşitler, bitki çeşit ve çeşitleri, hayvan hekimliği ve hayvan hekimliğidir. Şartlar bu merkez ithal olsun bizde burada üretelim.Bunların verim değeri kesinlikle daha düşük olur.Örnek normal standart buğday çeşitleri dekara 500-600 kilo alırken muhtemelen 300-400 kiloya düşeriz. bu kuraklığa dayanıklı çeşit ve çeşitlerde ama en azından kuraklıktan etkilenme riskimizi azaltmış oluruz.Aksi takdirde bu süreç devam edecek ve her zaman söylediğimiz gibi 2040 yılı beklentimizin maksimum olduğu, kuraklığın son bulacağı yıl. Bu dönemi bu şekilde karşılamaya çalışırsak, her zaman söylediğim gibi bırakın üretmeyi, göçü bile etkileyecek bir doğal afet olarak karşımıza çıkacaktır.”
‘Sera gazı emisyonlarını AZALTMAYA İHTİYACIMIZ VAR’
İklim değişikliği ve küresel ısınmaya karşı önlem alınması gerektiğini vurgulayan Orta, “Şimdi fotoğrafın son karesinden bahsediyoruz. Ancak halletmemiz gereken sorunlar var. Ülke olarak, kıta olarak ve dünya olarak halletmemiz gereken sorunlar var. yıllardır dünyanın ısınmasına katkıda bulunan sera gazı emisyonlarını azaltmamız gerekiyor.insan olgusu yani insanın yarattığı aksilikler bu sektörde ve sektörde çok yaygın, kesinlikle ve kesinlikle azaltmalıyız. artık çevreyi çok dikkatli kullanmak gerekiyor.İşler hem ülkemiz hem de dünya için pek iyi gitmiyor.Geldiğimiz noktada maalesef insanlar bu enflasyon koşullarında günü kurtarma telaşı içindeler.Verdiği zarar ne olursa olsun günü kurtarma telaşı içindeler. uygulama ve faaliyetlerinin doğası gereği bütün dallarda bu tiptir, tarımda bu tiptir, sanayide ve turizmde bu tiptir.
Ne yazık ki bu gidişle bu evrende nohut büyüklüğündeki dünyayı sürdürülebilir olmaktan çıkarmış olacağız.”
‘ÇİFTÇİLERİN KAPSAMLI KURAKLIK SİGORTASI OLMASI GEREKİYOR’
prof. Halim Orta, Türkiye’de doğudan batıya tarımda üretim planlaması yapılması gerektiğini belirterek, “Çiftçinin kapsamlı bir şekilde kuraklık sigortası yaptırması gerekiyor. Bu ne anlama geliyor? Çiftçiyi kuraklığa karşı sigortalamıyorsanız nasıl yapacaksınız?” Yağmur ve doluya karşı sigortanız var mı? Bir üretici makul primlerle ekim yapıyor” dedi. ‘Sel olursa bir kısmını sigortadan alırım’ diyor ve yüzde 80’ini alıyor. Kulaklıkta böyle bir olay yok. Bu yıl ilk kez denediler, primler çok yüksekti, çiftçilerin yüzde 90’ı gerçekten yaptıramadı. Üretici “Ben diktim, ekerim, kuraklık olursa” diyor. “Önümüzdeki yıl yapmaya gücü yetmez, üreticinin kaygısı var. Gelecek yıl kurursa ne yaparım korkusuyla kesinlikle üretimden uzak duracak. Çiftçinin bir an önce çok uygun primlerle kuraklığa karşı sigortalanması, azmini, üretim şevkini ve arzusunu kaybetmemesini sağlamak gerekiyor.”
‘İŞ YAPILMADAN KURU ŞARTLARDA TAVSİYE OLABİLECEĞİMİZ HİÇBİR ŞEY YOK’
Kuraklığın dünyanın tanımladığı 31 doğal afet arasında ilk sırada yer aldığını belirten Prof. tabiat etkilenir.ama kuraklıktan etkilenmeyen yoktur.kuraklık olsa arabistanda bir şey yetişir mi israil çöllerde nasıl yetişir?su ile yetişir. Su buldu. Aktif sulama yöntemleri ile damlama ve yer altı damla sulama yöntemlerine yapılan yatırımlar altyapıyı oluşturmuş ve sağlayabilecek durumdadır. Bu çalışmaları ülkemizde yapmazsak kurak koşullarda sunabileceğimiz bir şey yok. Bir kere bu su kaynaklarına ulaşıp onları geliştirmemiz lazım” Bu şartlarda kullanalım ve ekimine devam edelim” dedi.
